AMA BEN ŞİRKETİMİ ÇOK SEVİYORUM !
Hepimize hayırlı olsun, yeni bir sakızımız var artık: “çalışan bağlılığı”. Şimdi birkaç yıl boyunca bunu çiğneyeceğiz. Güçlü sloganlar, bol referanslı makaleler ve flaş isimlerin verdiği etkileyici görsellerle süslenen salon sunumlarının ardından sisteme her yıl dahil olan onbinlerce işsizin gıyabında yeni insan kaynakları konseptleri üretip, onların adına çözümler geliştireceğiz (çuvaldız ve iğne meselesi bu, konuya bu şekilde girişimi anlayışla karşılayacağınızı umuyorum).
İşimiz icabı çok sayıda şirketi ziyaret ediyor ve onları gözlemliyoruz. Şimdi gelin şu “çalışan bağlılığı” meselesine, pek fazla kimsenin girmediği arka sokaklardan bir bakalım, kimleri de görüyoruz “şirketine bağlı çalışanlar” deyince…
- Yönetim kurulu üyesinin eski arkadaşları : Bu muhteremler üçüncü ya da beşinci baharlarına çoktan girmiş olmalarına rağmen, patronla birlikte vefa semtinde geçirdikleri uzun yılların anısına sadece kendileri için kurulduğu belli olan iki-üç kişilik kızak departmanlarında yönetici olarak çalışmaya devam ederler. Şirketlerine en çok bağlı olan bir gruptur.
- Emeklilikleri yaklaşanlar : Uzun yıllardan beri şirketin her türlü kahrını çekmiş kişilerdir ve emekliliklerine doğru son birkaç yıllık sigorta primlerini dışarıda yeni maceralara atılmadan tamamlamak isterler. Yaptıkları işe değil, emekliliklerini sağlayacak olan şirkete odaklı yaşarlar ve bu nedenle şirketle aralarında güçlü bir bağ oluşmuştur.
- Gidebilecekleri başka yeri olmayanlar : Şans eseri şirkete giren düşük vasıflı ya da toprağa bağlı çalışanlardır. Dışarıda çok fazla şansları olmadığını bildikleri için ne iş verirseniz yaparlar, işlerini kaybetmekten korktukları için itiraz etmezler ve sesleri çıkmaz, sesleri çıkmadığı için yöneticileri de onları pek bir sever, siz de onları şirkete bağlı zannedersiniz.
- Alkışçılar : Öncelikle şirket içindeki yöneticilerin güçlü olanlarını tesbit edip, onların her dediğine ve yaptığına alkış tutarak kendilerine güvenli bir konfor alanı oluşturmaya çalışırlar. Kariyer planlarında üst yöneticinin kankası olmak vardır. Koruyucu melekleri şirkette yükseldikçe, onların da şirkete bağlılıkları güçlenir.
- Sessizler : Bu grup aslında kendisine dışarıda yeni bir iş fırsatı aramaktadır. Ancak bu işi buluncaya kadar dikkati çekmeden sistemin içinde varlıklarını devam ettirmeye çalışır. Yeni bir iş bu, ne zaman bulunacağı belli olmaz ! Bu arada toplantılara katılır, diyaloglarını sürdürür, gerçekçi görünmek ise “küçük beyaz itiraz”larda bulunur ama bakışlar üzerine çevrildiğinde panik halde şirkete bağlılığının yüksek olduğunu göstermeye çalışır.
Şimdi takdir edersiniz ki bu profillerin hepsi ve daha fazlası, “çalışan bağlılığı” konusunda (yanıltıcı bir şekilde) olumlu portreler çizebilirler. Tesbit ettiğiniz anda bu kişilerin şirketle olan bağlarını güçlendirmekten ziyade, bu bağları koparmayı ciddi bir şekilde düşünürsünüz. Sonra aklınıza çiğnediğiniz bir sakız gelir.
Bu yazımızda “şirketine bağlı çalışanlar”dan bahsettik, bir sonraki yazımızda “şirketine bağlı olmayan çalışanlar”dan bahsedeceğiz. Bizi izleyin…
Memet Özkan
memeto@hotmail.com