BİR TOPLANTININ ANATOMİSİ !
Toplantı var dediler geldik, buyrun sizi dinliyoruz…
Ne mi içerim? Benim kahve sütlü olsun, yanında şu geçen gün yeni aldığınız tuzlu kurabiyeler vardı ya, ondan da getirirsen sevinirim.
Şefim (satınalmacıya sesleniyor) bu koltukları yeni mi aldınız, bunların bel kısmı destekli değil, çok şikayet var bunlardan, hem sonra… (yeni koltuklar hakkında yaklaşık onbeş dakika süren karşılıklı bir konuşma başlar).
Siz (sekretere sesleniyor) bu toplantıları not alıyorsunuz değil mi, daha sonra da mutlaka her bölümdeki sorumlu arkadaşlara mail edelim, alınan kararlar, yapılanlar, eksikler, tarih bazlı yazılı olsun, takibini mutlaka yapın (kuralları arada hatırlatmak lazım bunlara, tüh aceleden yanımda not defterini de getirmemişim, neyse kahveyle beraber peçeteler de gelir, çiziktiririz ucuna, hayat kurtarır bu peçeteler, kalem nerede ki ?).
Evet toplantıya bir an önce başlayalım artık, daha yapacak çok işimiz var, dinliyoruz arkadaşları (şimdi aklıma geldi, geçen toplantıda aldığım önemli kararlar vardı, ama o peçeteyi bulamıyorum bir türlü).
(Toplantı kapısını çalarak içeri giren asistanını dinledikten sonra) Anlamadım, tedarikçiler neden bana ulaşamıyorlarmış? Sürekli toplantıda mıymışım! Ne yapayım yani, katılmayayım mı şirket toplantılarına. Söyle onlara, ararım ben onları (kolay mı öyle bizim şirketin tedarikçisi olmak, hem bu toplantılar da olmasa kafamızı dinleyemeyeceğiz onlardan).
(Bu yeni gelen müdür de şimdi tam karşıma oturdu, önünde bir sürü dosya var, konusuna hazırlanmış belli, geçen toplantıda da çok didişmişti benimle, gerçi ağzının payını vermiştim ama sonradan adama bir sürü yetki verdiler, o konuşurken dikkatli olmak lazım, hem genel müdürün uzaktan akrabası diyorlar onun için).
Pardon şefim, sözünü hemen kesiyorum belki ama biz bu senin dediğin konuları daha önce de konuştuk, neden olamayacağını anlattım sizlere, gerekirse siz onları kendi aranızda tekrar konuşursunuz, daha fazla vakit kaybetmeden diğer konulara geçelim. Anladığım kadarıyla gündemde önemli başka maddeler de var.
Müdürüm (IK cıya sesleniyor), sen soruyordun ya geçen gün, hangi eğitimleri almak istersiniz diye, hah işte sen bize toplantı yönetimi eğitimi ver, çok ihtiyacımız var (gülüşüyorlar).
(Konuşmasını bitirdikten sonra) Haklısınız belki biraz uzun konuştum, sizlere de çok fazla söz veremedim ancak konunun detaylarına vakıf olmanız için bunları anlatmak zorundaydım. Hem zaten konuyu buraya getirmeden önce de uzman arkadaşlarımızdan görüşlerini aldık, gerekli revizyonları yaptık, şimdi önemli olan bunu hepinizin desteğiyle uygulamaya koymamız (hepsinin huyunu suyunu biliyorum, şimdi gereksiz yere ukalalık edip önerilerde bulunacak bunlar, başlatmadan bitirmek en iyisi).
(Sanırım masanın köşesinde oturan iki kanka yeni cep telefonu almış, yüzleri bana bakıyor ama elleri masanın altında çaktırmadan ayarlarını öğrenmeye çalışıyorlar, hımm yeni çıkan modeller bunlar, bir ara sorayım kaça aldıklarını).
Şimdi benim izninizle toplantıdan çıkmam lazım, diğer toplantıya yetişeceğim, beni bekliyorlar. Tutanağı bana da mail edin, dosyamızda bulunsun, geçen toplantıdan alamadığımız bir karar vardı, onu da mutlaka haftaya konuşalım ve çözüm getirelim (Ne demiş Murphy, bir toplantının bitiş saatini ve kokteylin başlama saatini asla geciktirmeyin).
Bu yazı, Türk iş dünyasında sıklıkla yaşadığımız verimsizliğin nedenlerinden birisi olan toplantı yönetimi sorunlarının tesbiti için, çok da uzaklara gitmeye gerek olmadığını anlatmak amacıyla kaleme alınmıştır. Herkese hızlı, verimli ve değer üreten toplantılar dilerim.
Memet Özkan
memeto@hotmail.com