İK’CININ YAŞAM DÖNGÜSÜ
20 yaşındaki İK’cı : Çok seviyorum işimi, ben İK cı olmak için yaratılmışım. Bunca yıl boşuna mı okuduk, hemen şirketimde bir performans sistemi, kariyer planlama sistemi, yedekleme sistemi, ücretlendirme sistemi vs. vs. kurayım.
25 yaşındaki İK’cı : Ne işim var bu şirkette, ne yapıyorum ben burada ?
30 yaşındaki İK’cı : Personelin şikayetlerini dinlemekten iş yapamaz duruma geldim, geçen ay işten ayrılanların arasında çok yakın arkadaşlarım da var. Genel müdür desen, onun da hiçbir zaman keyfi yok zaten. Acaba motivasyon geliştirme sistemleri mi kursam ?
35 yaşındaki İK’cı : Ne işim var bu şirkette, ne yapıyorum ben burada ?
40 yaşındaki İK’cı : Müdürler toplantısında hep en az söz verilen kişiyim, genel müdürle ayda bir defa yarım saat, o da belki görüşebiliyorum. Bu şirkette İK’ya sadece yeni işe aldığım personel değer veriyor, onlar da zamanla unutuyor beni. Acaba işe alım sistemini daha kapsamlı ve detaylı mı yapsam ?
45 yaşındaki İK’cı : Ne işim var bu şirkette, ne yapıyorum ben burada ?
50 yaşındaki İK’cı : Tüm müdür arkadaşlarım gibi ben de bu yeni nesli anlamakta zorlanıyorum. Tamam biz de yaşlanıyoruz belki ama, uzaydan mı geldi bunlar? Acaba hafta sonu bir oteli kapatıp, falanfilan kuşağı yönetim eğitimleri mi alsak hep birlikte ?
55 yaşındaki İK’cı : Ne işim var bu şirkette, ne yapıyorum ben burada ?
60 yaşındaki İK’cı : Üniversiteden beklediğim haber sonunda geldi, yarı zamanlı öğretim üyesi oldum artık. Gençler iş dünyasındaki gerçek İK deneyimleriyle tanışacaklar, onlar için bulunmaz bir fırsat. Zaten çok seviyorum işimi, ben İK cı olmak için yaratılmışım.
Memet Özkan
memeto@hotmail.com