NEDEN ERP ?


Bilindiği gibi Türkiye’deki KOBI’lerin büyük bir kısmında sadece muhasebe programları bulunuyor. Düne kadar, yerel pazarlara ya da bir kaç tane üreticiye çalışan KOBI’ler açısından bu durum, çok ciddi bir sorun teşkil etmiyordu.  

Ancak yerel pazarlar daralıp, küresel pazarlara ve küresel üreticilere çalışmaya başladıkça, bu yeni pazar onlardan zamanla daha hızlı ve daha esnek üretim yapmalarını talep etmeye başladı. Daha hızlı ve daha esnek üretim, maliyetlerde ipin ucunun kaçırılmasını gündeme getirdi. Oysa ki daha hızlı ve daha esnek üretim isteyenler, zamanla daha ucuz fiyatlar da talep etmeye başladılar. Yeni ürün ağaçları ve yeni maliyet merkezlerinin oluşturulması, eldeki stokların doğru bir şekilde planlanarak üretime girilmesi, kontrollu bir satınalma süreci vb. daha bir çok noktada verimsizlikleri ortaya çıkarmaya başladı. 

Bu verimsizlikleri kapatabilmek amacıyla bugüne kadar har vurup harman  savrularak kullanılan ucuz işgücü de bu arada pahalanmaya başladı. Eski model üretim hatlarında rahatça kullanılabilen ilkokul mezunu çalışanların yerine yeni model üretim makinalarında yeni teknolojileri öğrenebilecek daha yüksek kalifikasyonda çalışanlar aranmaya başlandı.

Sadece bordro maliyetleri açısından değil, yetkinlikler açısından da çalışanın ürünün üzerindeki maliyetleri sürekli olarak arttı. 

Müşteri odaklı bir ekonomi, sürekli olarak tüketiciyi koruyacak yeni standartlar üretiyor. ISO 9000 ile başlayan bu süreç, kalibrasyondan gıda hijyenine kadar tüm endüstri süreçlerinin içine girdi. Standardların oluşturulması ve standartlara uygunluğun denetlenmesi süreci biteceğe benzemiyor, aksine her sektördeki standartların sayısı, ürün ve hizmette ölçeğine kadar iniyor, çeşitleniyor, derinleşiyor. Denetim mekanizmalarındaki trend ise, denetimin devlet elinden alınarak, piyasaya verilmesi yolunda. Kısacası eskiden sadece devlet denetlerken, bugün sizi hem özel denetim mekanizmaları hem de rakipleriniz denetleyecek. Verimsizlikten kaçarak kâr elde etmenin yolu, bu alanda da kapanmak üzere… 

Tedarikçi baskısı, müşteri baskısı, çalışanların baskısı, denetimlerin baskısı giderek artıyor, delikler giderek kapanıyor.   

Bu durumda alışık olmadığımız bir şeyi yapmalıyız : kaynaklarımızı planlamalıyız.  

Türkiye’deki KOBI’lerin çoğunda mevcut olan muhasebe sistemleri yaşanmış ve olmuş bitmiş gerçekleri değerlendirirler. Reaktiftirler. Kaynakları planlamazlar ve öngörüde bulunamazlar. Eldeki mevcut muhasebe yazılımlarında yapılan bir kaç ufak tefek değişiklik, yazılımlara eklenen bir kaç parametre ile, dünyada 30-40 yılda oluşturulmuş olan bir Erp çalışma kültürüne erişilemez. Sadece dünya devleri değil, batıda çalışan bir çok KOBI (SME-small and medium enterprise) bu kültür ile çalışmaktadır. Mevcut muhasebe yazılımınıza yapılan yamalar size işinizi gördüğünüzü düşündürür, en tehlikelisi de budur. Çalışma kültürünüzü değiştirmedikçe yazılımınıza yama yapma süreciniz bitmeyecektir. En büyük verimsizlik buradadır.

 

Memet Özkan

memeto@hotmail.com