YAPAY ZEKA VE TOPLUMSAL SORUMLULUK

 

GİRİŞ

Bilgisayar teknolojisindeki ilerlemerin, son yıllarda başdöndürücü bir hıza erişmesi, beraberinde yeni çalışma alanlarınıda gündeme getirdi. İnsanoğlunun bilgisayar teknolojisini ortaya koyuncaya kadar kullandığı araçların büyük bir çoğunluğu, kol gücüne dayanan çalışmaları kolaylaştırmaya yöneliktir. Bilgisayar teknolojisinin ortayaya çıkması ile bilgi derleme, değerlendirme, saklama ve benzeri beyin gücü gerektiren faaliyetlere yardımcı olan araçlar ve algoritmalar geliştirilmiştir.

Yapay zeka ve altgruplarına dahil edilebilecek çalışma alanları, yukarıda bahsedilen araç ve algoritmalardandır.

“ Zeka ( us ), soyut bir kavramdır, fakat bu zekanın bilimsel bir temele oturtulmasına engel teşkil etmez”[YALABIK N., Koç Unisys’ten Haberler,1990]. Zeka çok sayıda farklı yeteneğin bir araya gelmesi ile oluşmuştur. Bu yeteneklerin “ us yapısı “ olarak adlandırılan bir teori ile formal olarak modellenebileceği belirlenmiştir. Us yapısı teorisine göre, üç farklı parametrenin kombinasyonları değişik yetenekleri tanımlar.

 

İşlemler          Kavrama, Bellek, Değerlendirme, Yaratıcılık,

Mantık   yürütme

Bilgi türleri      Şekilsel Bilgi, Sembolik Bilgi, Semantik Bilgi,

Davranışsal Bilgi

Ürünler          Sistemler, İlişkiler, Sınıflar

Tablo 1: Us yapısı parametreleri

 

Zeka ile ilgili kavramlardan sonra yapay zekaya ilişkin temel bilgiler aşağıda verilmiştir.

Yapay Zeka

Yapay zeka, zeka kavramından yola çıkarak, us yapısı teoremi ışığında geliştirilen algoritmaların, bilgisayar donanım ve yazılımlarına uygulanarak, düşünce üretim sistemleri oluşturma çalışmalarının bütünüdür.

Düşünce üretim sistemi, karakutu yaklaşımı ile göstertilmektedir.

 

GİRDİLER—->      SÜREÇLER—–>       ÇIKTILAR

Şekilsel bilgi          Kavrama                  Sistemler

Sembolik bilgi        Değerlendirme           Sınıflar

Semantik bilgi        Bellek                     Çıkarsamalar

Davranışsal bilgi     Yaratıcılık

Mantık Yürütme

Şekil 1-Düşünce üretim sisteminin gösterimi

 

Yapay zekanın alt bileşenleri; Genetik Algoritmalar ( GA : Genetics Algorithms ), Robotlar ( Robotics ), Tavlama Benzetimi ( Simulated Annealing ), Uzman Sistemler ( ES : Expert Systems ), Bilgisayarlı Görme ( Computer Vision ), Konuşma Tanıma ( Speech Recognition ), Yapay Sinirsel Ağlar ( ANN: Artificial Neural Networks ) gibi alanlardan oluşur. Yapa zeka ve alt bileşenleri günlük hayatta bir çok kullanım alanına hızla yerleşmektedir. Ses komutlu televizyonlardan, bankalarda telefon ile işlem olanağı tanıyan sistemlere kadar, oldukça geniş kullanım alanına sahiptirler.

Günümüzde, yapay zeka ve özellikle alt bileşenlerden uzman sistemler, insanın yerini almaya en yakın aday sistemlerdir.

Bir insanın, özellikle, uzman kişilerin yerini alabilecek sistemlerin gelişitirilmesi, toplumsal açıdan yeni tartışma ve fikirleri gündeme getirmiştir.

 

Uzman Sistemler

Turban tarafından yapılan tanıma göre uzman sistem; özel bir takım problemlerin çözümünde, uzmanların bilgisini ve çıkartım sürecini taklit etmeyi amaçlayan danışman programlardır.

Uzman sistemlerin oluşturulması sırasında aşağıda verilen aşamalar uygulanır; 

·         Tanımlama

·         Kavramsallaştırma

·         Formüle Etme ( Yazılım )

·         Test Etme

·         Değerlendirme

Geliştirilen ilk uzman sistem olarak MYCIN kabul edilmektedir.

MYCIN olarak adlandırılan ilk uzman sistem, 1970 yılında Standford Üniversitesi’nde Edward Feingbaum başkanlığında bir grup uzman hekim tarafından geliştirilmiştir. Bakteriyolojik ve menenjitik hastalıkların teşhis ve tedavisine yönelik bir sistemdir.

Sistem girdi olarak aşağıdaki bilgileri almaktadır.

·         Hastanın geçmiş bilgileri ( Hasta kayıt dosyasından )

·         Laboratuvar Sonuçları

·         Semptomların Sorgulanması

Bilgilerin değerlendirilmesi ile sonuç olarak;

·         Teşhis koyma

·         Reçete Yazımı

·         Tedavi süreçlerinin belirlenmesi

Sistemden çıktı olarak alınmaktadır.

MYCIN’e veri girme ve diğer işlemler sırasında, niçin ve nasıl soruları sistem tarafından cevaplanmakta kullanıcı ile etkileşimli olarak çalışmaktadır. MYCIN yapılan bir çok testten sonra uygulamaya konmuştur. Testleri uygulayan grupta, bir uzman hekimin, “Ben en iyi günümde ancak bu kadarını yapabilirim “ sözü oldukça ilgi çekicidir.

Bir uzman sistemin geliştirilmesinde yer alan ekip üyeleri, ister bilimadamı, mühendis, ister herhangi bir uzmanlık dalında çalışan kişiler olsun meslektaşlarına, meslek odalarına ve toplluma karşı ahlaki sorumlulukları vardır. Yapılacak çalışmalarda, bu ahlaki sorumluluk ışığında, bir çok göstergenin titizlikle incelenerek uygulama kararının verilmesi gerekmektedir.

Yeni tasarlanan bir uzman sistem, maliyet ve güvenilirlik yönlü üstünlükleri sayesinde alanındaki uzman kişilerin yerini alması kaçınılmaz olacaktır. Bu gelişme, işsiz kalan uzmanların sosyal haklarından, düşüncenin makinalaşması ve insan – makina ilişkilerinin daha yoğunyaşanmasına kadar bir çok olumsuz yan etkileri de gündeme getirecektir.

Hukuki açıdan, yeni bilimsel gelişmelerin yan etkilerini önceden tahmin ederek engellemek mümkün değildir. Teknolojinin, yan etkilerine rağman insanların mutluluğu ve refahı için var olduğu karşı tez olarak her zaman savunulacaktır.

Hukuk, kişinin hak ve özgürlüklerini koruma temeli üzerine kuruludur. Teknolojik gelişme, hukukun gelişmesinden sürekli olarak önde gitmektedir. Bu sebepten ötürü kişisel hak ve özgürlüklere kısıtlama getirebilecek çalışmalara, hukuk ancak uygulamaya konulduktan sonra, gerekli görüldüğünde müdahale etmektedir. Örnek olarak, atom bombası Hiroşima ve Nagazaki’ye atılıp sonuçların görülmesinden sonra, uluslararası hukuk kuralları ile atom bombası kullanım ve denemelerine kısıtlama getirilmesi gösterilebilir.

Bilimsel gelişmelerin olumsuz yan etkilerini engellemek için, hukuksal kısıtlamaların, yaptırım gücünün ne kadar yeterli olacağıda ayrı bir tartışma konusudur.

Yapay zeka ve alt bileşenlerinde kaydedilen hızlı gelişmeler, bazı düşünürlere göre kaygı vericidir. Robotların hakim olduğu bir dünya ve merkezi bir bilgisayar tarafından yönetilen insan topluluklarını konu alan bir çok bilim kurgu film ve kitapları bulunmaktadır. Günümüz için bu senaryolar bir ütopya ve fantazi olarak görülmektedir. Ancak Jules Verne’in romanları da yazıldığı tarihler için bir ütopya iken, günümüzde bu romanlarda bahsedilen teknolojinin çok daha ilerisinde olduğumuz yaşadığımız bir gerçektir. Yine Sanal Gerçeklik ( Virtual Reality ) kavramını bir romanında ortaya atan kişinin bunun gerçekleştiğini görmeside hayal edilen ile gerçekleşme arasındaki süreninde gün geçtikçe kısaldığını gösteren ilginç bir örnek olduğunu düşünüyoruz. Bazı insaların gelecek için kaygılanması, az da olsa bu gerçeklerden kaynaklanmaktadır.

Öğrenme yeteneğine sahip, karar verebilen bir yapay zeka sisteminin, dünyadaki tüm bilgi kaynaklarına erişebildiği varsayılsın ( örnek günümüz interneti ve gelişen internet ). Bu sistem, modellenebilir veya modellenemez tüm problemler için çözümler geliştirebilecektir. Bulduğu çözümler arasında seçimler yapabilecek ve bunları uygulabilecektir. Bu sistemin insanları yönetmesi mümkündür. Ama bu yönetim, sisteme verilen görevin yerine getirilmesinden öteye gidemeyecektir. Sistemin kendi çıkarları doğrultusunda hareket edecek bir yönetim sergilemesi mümkün olmayacaktır.

Yapay zeka sistemleri, hayal sınırlarının uç noktalarında bir düzeye gelmiş olsa bile, insanın psikolojik ögelerine sahip olamayacaktır. İnsanda bulunan iktidar hırsı, nefret, sevgi, iyi, kötü, aşk, yalan, entrika, arakadan vurma, pusu kurma gibi kavramlar öğrenme ile kazanılan ögeler değildir. Belki kavramların tanımları öğrenilebilir ama bu uygulama doğasını yansıtamaz. Sistem bu psikolojik ögeleri bilimsel kalıplar içinde çok iyi tanımlayabilir ve bu konulara ilişkin tüm kaynaklara erişebilir. Ancak insanda bulunduğu anlamda bu ögelere bilgisayar sistemlere insan doğasının tinsel boyutu ile algılaması, sahip olması ve yaşatması düşünülemez, ancak hayal edilebilir. Bu nedenle sistemleri ortaya çıkaran insan, bulunduğu sistemlerin her noktasında baskın karakterini koruyarak kontrolörlük gücünü ve yetkisini sürdürecektir.

 

SONUÇ

Yapay zeka alanındaki teknik ve uygulama çalışmaları, insan hak ve özgürlükleri; hukuk ve toplumsal sorumluluk çerçevesinde değerlendirilerek yapılmalıdır. Öğrenen ve düşünen sistemlerin geliştirilmesi, toplumsal yan etkileri azaltılarak devam ettirilirse daha verimli ve faydalı olacaktır. Gelecekte, yapay zeka uygulamalarının, insana yardımcı olan ve/veya insanın yerini tutan araçlar olması bilimsel gelişmelerin ve bu gelişmelerin tekniğe uygulamasının kaçınılmaz sonuçlarıdır. Bu konuda çalışan bilim adamları ve teknik adamların toplumsal sorumluluk anlayışları toplumlara ve insanlıpa yararlı araçlar ortaya çıkmasında önemli rol oynayacaktır.

 

KAYNAKLAR

1.      HARMON P., KING D., Artificial Intellegence In Business Expert Systems, 1985, John Willey and Sons Inc., Canada

2.      TURBAN E., Decision Support and expert Systems, 1990, Macmillan Pub. Comp., USA

3.      SAĞIR M., Uzman Sistemlerin Üretim Programı İzlenmesinde Uygulanması, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,1992, Anadolu Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği

4.      KARAGUL K., Acil Servise Başvuruların Değerlendirilmesinde Uzman Sistem Yaklaşımı Uygulanması, Yayınlanmamış Lisans Tezi,1995, Osmangazi Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği

 

Not: Bu çalışma, Osmangazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Endüstri Mühendisliği bölümünde yapılmış olan bir mühendislik uygulaması projesinin yürütülmesi sırasında gerçekleştirilmiştir. Bu projede, hastanelerimizin acil servisleri incelenerek, servise gelen başvurularda teşhis hız ve güvenilirliğinin iyileştirilmesi amaçlanmıştır. Bu proje çalışmalarında bir araç olarak Yapay Zeka ve Uzman Sistemler kullanılmıştır. Yukarıdaki yazı MPM Anahtar dergisi Mayıs 1995’te yayınlanmıştır.

 

Kenan KARAGÜL

kkaragul@pau.edu.tr

İsmail CİN

ismailcin@yahoo.com

Yazarlar hakkında:

Kenan KARAGÜL

1973 Ankara doğumlu, 1995 Osmangazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği ( Anadolu Üniversitesi Endüstri Mühendisli Mühendisli Fakültesi isim değiştirmiştir.) mezunudur. Sistem Tasarımı ve Planlama Uzmanı, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Vakfı, Karar Destek Sistemleri Uzmanı Egemen Tekstil, Genel Müdür Dehateks gibi görevlerde çalıştıktan sonra,  halen Projeler Yöneticisi olarak Egecom Ltd. Şirketinde çalışmaktadır. Denizli Kalite Derneği Yönetim Kurulu üyesidir.

 

İsmail Cin

1972 Edirne doğumlu, 1993 Anadolu Üniversitesi MMF Endüstri Mühendisliği mezunudur. 1996′da Osmangazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yöneylem Araştırması Ana Bilim Dalında Yüksek Lisansını tamamlamıştır. 1994-1996 yıllarında Osmangazi Üniversitesi MMF Endüstri Mühendisliği Bölümünde Yöneylem Araştırması Ana Bilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak çalıştı. 1997 Aralıktan beri Sel Hortumları (Polimer Kauçuk San. Paz. A.Ş.) nda Planlama Sorumlusu olarak çalışmaktadır.